ORTA ASYA’ DA YAPILMAK İSTENEN HAÇLI SEFERLERİ VE KAZAKİSTAN’IN
JEOPOLİTİK KONUMU!
Ben Türk’üm.
Orta Asya ‘da türeyen,
Anadolu’da büyüyen,
Avrupa içlerine yürüyen TÜRK’üm.
Kadim topraklar Orta Asya! Geçmişten günümüze Türk kabilelerinin nefes bulduğu, mücadele
verdiği, tarımsal ürünler ektiği kutsal topraklardır. Türk varlığının derinden hissedildiği, geçmiş
tarihten izlerin bulunduğu Orta Asya topraklarında birbirinden farklı Türk kabileleri ve onun
devamı niteliğinde ki mevcudiyetini koruyan Türk devletleri vardır. Yapılan tüm emperyal ve
asimilasyon oyunlarına, saldırılarına karşı direnmiş benliklerini etnik ve gelenekçi kafa yapısını
korumuş ve yitirmemişlerdir. Lakin garp sisteminin oyunlarından bu kafa yapıları ciddi derecede
zedelenmiş tüm saldırılar ve oyunlar karşısında ciddi mücadeleler verilmiş kendilerini muhafaza
etme azminde bulunmuşlardır. Bölgesel siyasal hesapların yoğun olması hasebiyle bölgede ki
Türklerin ortak bir paydada bir araya getirme düşüncesi ile ‘ Türk Devlet Teşkilatları ‘ gibi
uluslararası örgütlerde bir araya gelmiş binevi bölgesel güç birliği oluşturulmak istenmiştir.
Bölgedeki mevcudiyetlerini kolektivist bir yapı olarak dile getirme ve dikta edilen siyasal,
ekonomik baskılara karşı ortak hareket etme hali doğurmuştur.
Orta Asya toprakları geniş bir coğrafi alanı kapsar ve ifade eder. Dar anlamda ele alacak olursak
Sovyetler Birliği’nin dağılması sonucunda bağımsızlığını ve egemenliğini ilan etmiş beş ülkeyi
kapsar diyebiliriz. Bunlar; Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan
bahsedilen bu ülkeler bile bölgede Türklerin kudreti, varlığını Türk soyluların bölgeye olan
hakimiyetini, benliklerini ve Türk halklarının anayurdu haline gelmiş coğrafyayı ifade eder.
Tarihin nice güçlü sınavlarından başarıyla geçip bağımsızlığını elde eden Kazakistan'ın gök mavisi
bayrağına dünya ateşi güneş konmuştur. Güneş, sadece uzayın ve doğanın simgesi değil aynı
zamanda hayallerinin gerçekleştiğini göremeyen atalarımızın yüreklerinin de alevidir.
Kazakistan milleti bulunmuş olduğu bölgede tarihi hafızalı ve etkindir fakat Kazakistan
Cumhuriyetine yeni bağımsız ve hür bir devlet diyebiliriz. Berlin duvarının yıkılmasının akabinde
Sovyetler Birliği’nin dağılması Orta Asya’da Türki devletlerde hareketliliğe sebebiyet vermiş ve
Kazakistan gibi o tarihte egemenliğini ilan eden devletler olmuştur. Kazakistan Cumhuriyeti devleti
16 Aralık 1991’de bağımsızlığını ilan etmiştir. Kazakistan Cumhuriyeti 2.700.000 km² yüz ölçümü
ile dünyada 9. büyük ülke, Orta Asya ve Türki devletlerarasında en büyük ülke konumundadır.
Bulunmuş olduğu coğrafi konum neticesinde, Rus hâkimiyeti devam etmiş olup yaklaşık 19 milyon
ülke nüfusunun %15 ile % 19 u sayısal olarak yaklaşık 3,5 milyonu Rus kökenli vatandaştan
oluşmaktadır. Bu durum örf, adet ve gelenek alanlarında ülkedeki vatandaş uyumunun ve
değerlerindeki birliktelik alanlarını etkilemiş, ayrıştırıcı bir algı yaratılmasını hakim kılmıştır.
Evveliyatında Sovyetler Birliği çatısı altında bulunan Kazakistan bağımsızlığını ilan etmesine
rağmen Rusya’nın bölgede hâkimiyeti ve baskısı devam etmiş, bağımsızlığını ilan eden bilhassa
Türki devletlerde kültür mühendisliği çalışmalarına hız katmış ve benliklerinden uzaklaştırma
çalışmaları Özellikle siyasi, ekonomik ve sosyolojik alanlarda sömürge anlayışından vazgeçmemiş
müdahaleler etmiştir.
Kazakistan bulunmuş olduğu coğrafi alanı ve jeopolitik konumu sebebiyle yer altı kaynakları
bakımından zengin olması petrol rezervi alanında dünya ülkeleri arasında 2020 verilerine göre 12.
sırada yer alması cazibesini arttırmış. Yüz ölçümü olarak büyük, nüfus sayısı olarak az olması da
emperyalist devletleri kendilerince güçlü kılmış. Müdahaleci anlayış ve siyasi platformda etkin
olma, hakim olma algısı halen süre gelmiştir.
Kazakistan’ın TÜRKSOY ve Türk Devlet Teşkilatları gibi uluslararası örgütlere üye olması da
Rusya Federasyonunu rahatsız etmiş başat güç olarak Türk Devletlerini görmeleri kızıl elmamız
olan Turan Birliğini görmeleri küresel siyasi alanda sözümüzün tesiri olması ve karşılık bulması
Rusya’yı bir hayli boğmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uluslararası platformlardaki söz
sahibi oluşu, Birleşmiş Milletler ’de dünyanın beşten büyük olduğu vurgusunu yapması Türki
devletleri bedenen ve ruhen birbirine iyice yaklaştırmış olup, Karabağ Zaferi de bu süreci
taçlandırmıştır lakin iki kutuplu dünyayı, süper güçleri tedirgin etmiş bakış açıları Orta Asya’ya
iyice evrilmiştir. Türki devletlerde özellikle Türkiye’de bir kıvılcım yakmak Arap Baharı benzeri
hareketlilik yapılmak istenmiş ekonomik, siyasal baskı, kültürel emperyalistlerin ahlak bozucu
oyunları, toplumu milli şuurdan arındırma bilinçsiz bir nesil yaratma çabaları Türkiye’nin bölgeye
olan hakimiyeti, milli manevi değerleri, tarihi geçmişi ve dik duruşu çalınan her kapıdan sonuçsuz
bırakmıştır.
Karabağ Zaferi sonrası açılması planlanan koridorun Türki devletlerdeki birliktelik algısını
güçlendirmiş süper güç olma yolunda hızla ilerleyen Türkiye ve Anadolu coğrafyasındaki Türk
devletlerinin önünü kesilmek istenmiş her alanda özellikle ekonomik alanda baskılar yapılmış iç
karışıklığa teşvik edici algılar yaratılmaya çalışılmıştır ve Kazakistan’da kibriti yakmışlardır. Petrol
pahalılığı sebebiyle sokaklara dökülen halk eylem boyutlarını gün geçtikte arttırmış demokratik
seçimlerle ciddi bir oyla gelen hükümet ve mevcut iktidar halkın naralarıyla istifaya davet
edilmiştir. Dış mihrakların kızağına binen şuursuz kitleler talep edilen petrol fiyatlarındaki
düşüklük, iktidarın istifası halkın isteğini karşılamasına yani iktidarın istifasıyla sonuçlanmasına
rağmen ülke içindeki yağmalama devam etmektedir ve bu durum bize şu soruları sormamıza
sebebiyet vermektedir.
Kazakistan oynanmak istenen oyun nedir?
Meydana gelen olayların perde arkasında kimler vardır? Bu perspektifte düşünerek Türk
Dünyasında yapılmak istenen olayları, hamleleri iyi tahlil etmemiz milli çıkarımlar yapmamız
gerekmektedir. Şuurlu davranıp Devletimizin yanında bulunmak Türk Milletinin ve Aziz Türk
Gençliğinin asli vazifesidir.
Ne Batı Bloğu Ne Doğu Bloğu! Ne Avrupa Birliği, Ne Varşova Paktı! Diyoruz. İlle de Anadolu
Bloğu ‘ Türk Birliği ‘ diyoruz.
Mehmet ALTINTOP