Tarih
Giriş Tarihi : 21-03-2022 14:03   Güncelleme : 21-03-2022 15:00

Hamit Fendoğlu: Haktan, Milletten, Doğrudan Yana

Hamit Fendoğlu: Haktan, Milletten, Doğrudan Yana

Hamit Fendoğlu: Haktan, Milletten, Doğrudan Yana

Siyaset, tarih boyunca her zaman insanların ilgisinin merkezinde yer alan bir kavram olagelmiştir. Siyasetin bu kadar insanların gündeminde yer alması ise, Antik Çağ’dan itibaren düşünürlerin ve felsefecilerin bu alana kafa yormasını gerekli kılmıştır. Ülkemiz bağlamında siyaset kavramını değerlendirebilmek için, özellikle çok partili siyasal hayatının başladığı 1945 sonrası dönemi referans almak manidar olacaktır. Çünkü, Tek parti döneminde, daha çok elitist bir kavram olarak görülen siyaset, CHP dışında partilerin de siyaset arenasına çıktığı bu tarihten itibaren, dar anlamından sıyrılmış ve genele yayılan toplumsal bir muhtevaya bürünmüştür. 
Özellikle, çok partili siyasal sisteme geçiş sonrası, yerel ve genel siyasette aday seçimleri daha nitelikli bir hale gelmiş ve bölgesel bağları güçlü, insanlarla diyaloğu kuvvetli, sorunlara çözüm odaklı yaklaşan ve yerel halkın taleplerine uygun kişiler ön plana çıkmıştır. Malatya bağlamında değerlendireceğimiz Şehit Hamit Fendoğlu’da, bu dönüşüm sürecinin en önemli aktörlerinden biri olarak, etkisini günümüze kadar sürdürebilen ender siyasetçilerden bir tanesidir.

Hamit Fendoğlu’nun siyasi kariyerinden önce hatırlatılması gereken bir husus vardır ki, o da kendisinin aşiret kökenli biri olduğudur. Hamit Fendoğlu, anne tarafından Rişvan aşiretine, baba tarafından ise bölgenin önemli aşiretlerinden İzol aşiretine mensup biri durumundadır. Kendisinin bu aşiret potansiyeli de, daha sonraki dönemlerde genele ulaşabilmesinde ve fikirlerinin kabul görmesinde önemli etkenler oluşturmuştur.
Hamit Fendoğlu’nun fikirlerinin oluşum sürecinde ise, Malatya Lisesi’nde öğrenim gördüğü yıllarda, Türk fikir dünyasının oluşumuna önemli katkılar sunan Vasfi Mahir Kocatürk, Hüseyin Nihal Atsız, Arif Nihat Asya, Orhan Şaik Gökyay gibi isimlerin de Malatya’da bulunması, hem Malatya’nın milliyetçi ve muhafazakar bir kimliğe bürünmesine yol açmış hem de Hamit Fendoğlu’nun fikir dünyasına önemli katkılar sunmuştur.

Gençlik yıllarında çiftçilik, spor ve siyaset ile uğraşan, yerel gazetelerde yazılar yayımlayan Hamit Fendoğlu, Adnan Menderes’in kurucusu olduğu Demokrat Parti’nin kurulması ile birlikte bu yeni ve dinamik partiye dahil olmuş ve ilerleyen yıllarda kariyer basamaklarını tırmanmasına sebep olacak sürecin içerisine girmiştir. Bu dönemde Demokrat Parti içerisindeki gençlik teşkilatında önemli görevler üstlenen Fendoğlu, Malatya halkının üzerindeki etkisi ve yerel unsurlarla olan köklü diyaloğu ile, parti içerisinde kolayca farkedilmiştir. Demokrat Parti için Malatya genelinde karış karış dolaşarak oy isteyen ve Adnan Menderes başta olmak üzere Cumhurbaşkanı Celal Bayar ile önemli ilişkiler geliştiren Fendoğlu, 1960 darbesinin ardından büyük sıkıntılara duçar olmuş ve Yassıada’ya sürgün edilerek, idamla yargılananlar arasına girmiştir. 
Hamit Fendoğlu’nun siyasi kimliği, milliyetçi-muhafazakar bir eğilim göstermiştir. Demokrat parti ve daha sonra bu partinin devamı olan Adalet Partisi içerisinde yer almasının sebebi de, bu partiler ile eğiliminin örtüşmüş olmasıdır. Fendoğlu, hem eğilimlerinin örtüştüğü bu kaynaktan beslenmiş hem de bu yapıya önemli edimler sağlamıştır. Kendisiyle beraber şehadet mertebesine ulaşan torunlarına Bozkurt ve Kürşat isimlerini vermesi de bu eğiliminin doğal sonuçlarıdır. Fendoğlu için din olgusu, muhafazakarlığın olmazsa olmaz unsurlarındandır. Dine dayanmayan muhafazakarlık anlayışı, sütunları eksik binalara benzer; temeli sağlam olmayan bir yapının da ayakta kalma olanağı yoktur.

1965 yılında Adalet Partisi’nden Malatya Milletvekili adayı olan ve 13. dönem milletvekili olarak seçilen Hamit Fendoğlu, Malatya’da bir geleneğin de kırılmasının öncülerinden olmuştur. 1965 yılına kadar, bir aday haricinde(1961) hiç kimse CHP dışında milletvekili seçilemezken, 1965 yılı sonrasında Fendoğlu’nun sağ bir parti olan Adalet Partisi’nden seçilmesi ve kitleleri de ardından sürüklemesi, Malatya halkının eğiliminin değişmesinde de önemli bir rol oynamıştır. 1977 yerel seçimlerinde Bağımsız Malatya Belediye Başkan adayı olan ve Başbuğ Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel gibi siyasetçilerin de desteğini arkasına alan Fendoğlu, Malatya Belediye Başkanı olmuştur. Fendoğlu’nun bu başarısı, Malatya’daki yerel yönetim anlayışının da muhafazakar bir formata bürünmesinde başat bir rol üstlenmiştir. Bu tarihe kadar Malatya’da seçilen belediye başkanları, daha çok sol eğilimli kişilerden oluşmuştur. Belediye başkanlığı süresi boyunca Malatya halkına hizmet etmek için büyük emekler sarf eden ve halkın içinden biri olarak, Malatya halkının sorunlarına çözümleyici formda hareket eden Hamit Fendoğlu, 17 Nisan 1978’de, daha dört aylık bir belediye başkanı iken, Yassıada’daki hücre arkadaşı Kasım Önadım’ın ismini taşıyan tuzaklı bir bombanın evinde patlaması sonucu, torunları ve gelini ile birlikte şehit olmuştur. 

Hamit Fendoğlu’nun şehit edildiği dönemde, bölücü terör örgütlerinin yeni yeni palazlanmaya başladığı ve Fendoğlu’nun da bu palazlanmayı daha önceden sezimleyerek, önlem almak için çaba sarf ettiği görülmektedir. Bölücü terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı Malatya halkını birliği ve beraberliği ön plana alan bir formda yönlendirmek isteyen Fendoğlu; özellikle bu dönemde bölgenin önemli aşiretleri olan Rişvan ve İzol aşiretleri üzerindeki otoritesini kullanarak, bölge halkını ayrılıkçı terör örgütlerinin emellerinden uzak tutmak istemiştir. Bu örgütlerin, palazlanmaya başladığı dönemde, milliyetçi-devletçi muhtevaya sahip olan bölgedeki aşiretleri hedef alması ve bu aşiretlerin önemli isimlerini pasifize etmek istemesi, Hamit Fendoğlu faktörünün de bu ayrılıkçı unsurlar karşısındaki, milleti bir arada tutan önemini gözler önüne sermektedir. Malatya içerisindeki kardeşliğe ket vurmak isteyen bölücü unsurların, kardeşi kardeşe kırdırtmak için bu suikast sonrası Malatya’da propaganda faaliyetlerine başlayarak, şehir içerisinde bir fitne ateşi çıkartmak istediği de bilinmektedir.

Tüm bu menfi emellere rağmen, Malatya halkı ve Fendoğlu ailesi metanet, dirayet ve feraseti ile bu hain planların karşısında bir berzah edasıyla durmasını bilmiştir. Hamit Fendoğlu’nun Malatya halkına bıraktığı birleştirici ve bütünleştirici miras ise, Malatya halkı tarafından sahiplenilmiş ve aziz hatırası günümüze kadar yaşatılmıştır. Yunus Emre’nin değişiyle, ölür ise tenler ölmüş, canlar halen hayatta kalmıştır. Hamit Fendoğlu’nun baş harflerini kullanarak oluşturduğu “Ha ile Haktan yana, Mi ile Milletten Yana, Do ile Doğrudan Yana” söylemi ise, ilkeli bir siyasetin kodlarını oluşturacak mahiyettedir. Ülkemizde siyasetin de daima; Haktan, Milletten ve Doğrudan yana olmasını temenni ediyorum…